ÖNCEKİ DÖNEMDEN DEVREDEN KDV İLE KDV İADESİ İLİŞKİSİ
1 Mayıs 2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren KDV Uygulama Genel Tebliği’ nin yansımaları ayrıntılara girildikçe çoğalmaktadır.
KDV İadesi talep eden mükellefler yüklendikleri kdv’ yi liste halinde hazırlayarak sisteme yüklerler. Talep ettikleri kdv iadesi tutarını kdv beyannamesinin matematiksel denkliği gereği ; geçen dönemden devir ile bu dönem indirilecek kdv tutarı toplamından, toplam hesaplanan kdv’yi çıkartarak kalan rakam ile karşılaştırır ve iade rakamını belirlerler. Zaten kdv beyannamesinin sistem üzerinden hazırlanması sırasında bu matematiksel denklik otomatik olarak gerçekleşir.
Mayıs 2014 döneminden itibaren ; yüklenilen kdv içerisinde önceki dönemlere ilişkin değerlerin bulunması halinde, bu değerin önceki dönemden devreden kdv ile karşılaştırılması ve yüklenilen kdv içerisinde geçen dönemlerden yazılan kdv iadesi yüklenimlerinin toplamının önceki dönemden devreden kdv’den daha az olması durumunda iadesi talep edilecek rakamın fark kadar azaltılması idarece istenmektedir.
Konuyu bir örnekle açıklayalım. Mayıs 2014 dönemi KDV Beyannamesi bilgileri özetle şöyle olsun:
Önceki Dönemden Devreden KDV………………………..: 1.000.- TL.
Bu Dönem İndirilecek KDV……………………………… : 2.500.- TL.
İndirimler Toplamı…………………………………………: 3.500.- TL.
Hesaplanan KDV Toplamı………………………………..: 700.- TL.
Yüklenilip İadesi Talep Edilen KDV…………………….. : 1.300.- TL.
Sonraki Döneme Devreden KDV……………………….. : 1.500.- TL. olması gerektiğine hepimiz mutabıkızdır. Ancak:
Yüklenilip iadesi istenen 1.300.- TL. KDV’ den 1.200.- TL.’sinin Nisan 2014 tarihli faturalardan oluştuğunu varsayalım.
KDV İadesinin temel iade mantığında “ yüklenilip indirim yolu ile giderilemeyen kdv iade edilir” düsturundan yola çıkıldığında idare haklı gibi görünmektedir. Peki yeni uygulama tebliği ile ne değişti de konu buralara geldi?
12.031992 Tarih ve 21169 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 39 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nin I-D bölümündeki bir paragrafta aynen şöyle denilmektedir:
“ Bildirimde yer alan "Yüklenilen Katma Değer Vergisi" başlıklı satırlardaki rakamlar bulunurken, yüklenilen toplam vergiler içinde, o dönemde gerçekleştirilen iade hakkı doğuran işlemlere isabet eden kısım hesaplanacaktır. Bu hesaplama sonucu bulunacak vergi, daha önceki beyannamelerde indirimle giderilip giderilmediğine bakılmaksızın, bu satırlarda beyan edilecektir.”
İşte bu ifadenin 1 Mayıs 2014 itibariyle yürürlüğe giren KDV Uygulama Genel Tebliğinde yer almaması üzerine uygulamada başa dönülmüş ve iade isteyen mükellefler açısından mağduriyetler başlamıştır.
Yukarıdaki örneğimizde; Mayıs 2014 döneminden itibaren uygulanan sisteme göre, yüklenilen kdv 1.300.- TL. olmakla beraber, yüklenilen kdv içerisinde geçen döneme ait 1.200.- TL. ‘nin yalnızca geçen dönemden devreden 1.000.- TL.’sinin iadeye konu edilmesiyle iadesi istenebilecek kdv rakamı 1.100.- TL.’ye düşmekte ve sonraki döneme devreden kdv 200.- TL. artarak 1.700.- TL.’ye ulaşmaktadır.
Gelinen bu durumda, idare açısından yüklenilip indirim yolu ile giderilemeyen kdv’ nin iadesi talep edilebilir mantığı yerleştirilmeye çalışılsa da , iade talep eden mükellefler nezdinde özellikle ihracatçıların mağduriyetleri gündeme gelecektir. İdarenin bu konuyu tekrar gözden geçirerek 39 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde belirtilen ve yazımızda yer alan şekle geri dönmesi uygun olacaktır kanaatindeyim.
Kemal TIĞOĞULLARI
YMM&BD
DURUM BAĞIMSIZ DENETİM VE YMM A.Ş.
Yönetim Kurulu Bşk.Yrd.